Onur Bilgetay’ın yönetmenliğini üstlendiği “Tam Bir Centilmen“, 26 Eylül’de Netflix’te izleyiciyle buluştu. Bilgetay, daha önce “Eltilerin Savaşı”, “Aykut Enişte” ve “Ufo” gibi filmlerle tanınmaktadır. Yönetmen bu yapımlarda gösterdiği vasat çizgiyi maalesef bu filmde de sürdürüyor. Senaryo, Deniz Madanoğlu’nun elinden çıksa da beklentilerin altında kalarak izleyiciyi tatmin etmiyor.
tam bir centilmen konusu
Konusu
Tam Bir Centilmen, çocukluklarından beri arkadaş olan Saygın ve Kadir isimli iki jigolonun hikayesini anlatıyor. İki farklı karakterdeki bu arkadaşlar, kadınların hem fiziksel hem de duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için para karşılığı hizmet veriyor. Ancak geçmişte yaşadıkları travmalar, ikilinin arasındaki ilişkiyi ve hayatlarını etkiliyor. Saygın, hayatına giren Nehir (Ebru Şahin) ile kendini sorgulamaya başlıyor. Bununla birlikte jigololuk hayatı ve centilmenlik arasında bir denge kurmaya çalışıyor.
Künye
- Yönetmen: Onur Bilgetay
- Senaryo: Deniz Madanoğlu
- Görüntü Yönetmeni: Cenk Altun
- Kurgu: Yusuf Ziya Kaya
- Müzik: Barış Diri
- Oyuncular: Çağatay Ulusoy, Ebru Şahin, Şenay Gürler, Nazlı Bulum, Selen Uçer, Haki Biçici, Gümeç Alpay Aslan, Kubilay Tunçer, Lale Başar
- Süre: 110 Dk.
- Tür: Dram
- Yapım Yılı: 2024
Tüm İmkanlara Karşın Zayıf Senaryo
Jigoloların hayatını ele alan film, konu olarak ilgi çekici olsa da bu potansiyeli yeterince kullanamıyor. Madanoğlu’nun senaryosu, daha derin bir perspektif sunmak yerine yüzeysel kalıyor. Özellikle, Gökhan Çınar’ın “Katarsis” programında bir jigolonun gerçek hayat itirafları izlenip tiksinti uyandıran detaylar anlatılmıştır. Buna karşın film bu karmaşık duygusal derinlikleri işlemekte başarısız. Senaryo, jigoloların artan sayısı ve onların dünyasına derinlemesine bir bakış sunmak yerine, yalnızca hafif bir dokunuşla geçiştiriyor. İki ana karakterin çocukluk travmaları üzerinden şekillenen ilişkiyi de tam anlamıyla keşfetmeden, hikaye yüzeysel bir dramaya sıkışıp kalıyor.
Mesele Para Değil, Centilmenlik
Filmin başında verilen “Mesele para değil, centilmenlik” cümlesi, aslında filmin ana temasını yansıtıyor. Ancak bu cümle bile ironi barındırıyor, çünkü filmin merkezindeki jigoloların hayatı aslında tamamen para ekseninde dönüyor. Saygın (Çağatay Ulusoy) ve Kadir (Hâkî Biçici) arasındaki arkadaşlık, çocukluktan gelen bir bağa dayanıyor. Ancak her iki karakterin farklı yönleri filmin zenginleşmesine katkı sağlamıyor. Saygın’ın kadınlara karşı kibar ve ince tavırları, jigolo dünyasında ayakta kalmasını sağlarken, Kadir’in daha kaba tavırları, bu dünyada farklı bir kontrast oluşturuyor. Ancak bu farklılıklar, yeterince işlenmediği için film derinlikten yoksun kalıyor.
Çağatay Ulusoy’un Oyunculuğu ve Brad Pitt Saçları
Filmde dikkat çeken en önemli unsur, belki de Çağatay Ulusoy’un saçları olmuş. Brad Pitt tarzında kesilen ve aynı renge boyanan saçlar, Ulusoy’a yeni bir hava katıyor. Ayrıca kilo vermiş olan oyuncu, fiziksel görünümüyle de dikkat çekiyor. Performans açısından ise Ulusoy’un bu filmde abartısız bir rol sergilediğini söyleyebiliriz. Saygın karakteri, Ulusoy’un önceki rollerine kıyasla daha sakin ve olgun bir portre çiziyor.
Ebru Şahin’in oyunculuğu ise biraz inandırıcılıktan uzak. Nehir karakterinin filmdeki varlığı ve Saygın’la olan ilişkisi, oldukça klişe bir hikâye çizgisine oturtulmuş. Film, hayat kadını ile hayat erkeği arasında bir bağ kurmaya çalışsa da bu çaba yetersiz kalıyor.
Sonuç: Tam Bir Fiyasko Değil, Ama Fiyakalı da Olmamış
“Tam Bir Centilmen”, ilginç bir konuyu yüzeysel işleyerek izleyicinin beklentilerini karşılamayan bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Film ne tam anlamıyla bir fiyasko ne de iddialı bir başarı. Çağatay Ulusoy’un saçları ve fiziksel görünümü dışında iz bırakacak çok az şey barındırıyor. Kişisel olarak filmde beni en çok etkileyen ise yılların eskitemediği ve şarap gibi kadın tanımının karşılığı olan Şenay Gürler olmuştur.